In solis sis tibi turba locis *

* "Issız yerlerde kendin için bir alem ol" Tibullus

 

 

ARKADAŞ ZEKAİ ÖZGER

1965, dergi KENT-16

 

 

Zekai, Bursa Atatürk Lisesi’nde sınıf arkadaşımdı. Sınıfta; Zekai (ÖZGER)’le birlikte hatta onunla Orta Okul birinci sınıftan beri birlikte okuyan Bilgin (ALANBEY), Feridun (ORHUNBİLGE) ile beraber dört yakın arkadaştık. Genellikle birlikte bir yerlere gider, aynı zamanda sanat edebiyat içerikli konuları birlikte tartışırdık.

 

Edebiyat öğretmenimiz Akif ÖNCÜL edebiyata olan yakın ilgimizi bilmesinden dolayı bizleri gerek sınıfta gerek sınıf-dışı her türlü düşünsel-tartışmalara yönlendirirdi. Bu arada okula ve derslere olan formal ilgisizliklerimiz nedeniyle de “Şahane Tembeller” betimlemesini yapardı. Sevgili Akif Öncül ‘ün hepimize olduğu gibi, aynı zamanda Zekai üzerindeki önemli ve etkin katkısını anmamak haksızlık olur.

 

Edebiyat ve sanat üzerine bu denli yoğunlaşınca üretmemek imkansızlaşıyordu. Zekai de, ben de şiir yazıyorduk. Ancak yazdığımız şiirleri bir yerlerde yayınlamak istiyorduk. Ve her zaman olduğu gibi o yıllarda da edebiyatın vazgeçilmez büyüsü edebiyat dergilerinin cazibesi, etkisi altındaydık.

 

Yıl 1965, Zekai ile kendi dergimizi çıkartmaya karar verdik. Zaman zaman Zekai’nin Muradiye, Dere yolu, Ara sokaktaki evinde, kimi zaman da bizim Yahudilik’deki evimizde babamım kütüphanesinde toplanıp nasıl yapabileceğimizi tartışıyorduk. Dergi nasıl çıkartılır hiç bir bilgimiz yoktu. Yasal prosedürü ve maliyeti ile ilgili babamın arkadaşı bir matbaacıdan fiyat ve bilgi aldık. Kendi şiirlerimizden başka yayınlayacağımız hiçbir şeyimiz olmadığı gibi ve en önemlisi de, matbaanın istediği paramız da yoktu üstelik. Bugünden baktığımda elimizde yalnızca şiirlerimiz, isteğimiz, en önemlisi heyecanımız vardı.

 

O gençlik günlerinin heyecanıyla dergi çıkarabilmek için tek eksiğimiz matbaaya ödenecek para gibi gelmişti bize. Kolları sıvadık, bir banka bize reklam vermeyi kabul etti. Ancak ödemeyi dergiyi gördükten sonra yapabileceklerini söylediler. Çok mutlu olduk, baskı için gerekli paranın önemli bir kısmıydı bu, peşinatı da babamdan aldık, tabii reklam karşılığı. Bize göre her şey tamamdı artık.

 

O yıllarda esas olanın bundan sonrası olduğunu yeterince kavrayamadığımdan olacak derginin çıkarılışındaki süreci, yazı teminini vb bugün aynı netlikte anımsamıyorum.

 

Sevgili Metin (GÜVEN), Bursa’da ONALTIKIRKBEŞ adlı dergiyi çıkarırken bizim yıllar önce çıkarmış olduğumuz bu KENT-16 dergisinden esinlendiğini belirtmiş, ölümünden önce benden bir kopyasını istemişti. Aradan geçen uzun ve her-cü-mercli yıllar sonra, bu derginin bir kopyasının ne bende, ne de arkadaşlarımda olmadığını-kalmadığını anladım. Biraz ihmalkarlık, biraz erteleme, biraz tembellikle bende olmayan ve tek sayı çıkmış olan KENT-16 dergisini Milli Kütüphane’de araştırıp o zaman ona ulaştıramamıştım. Sevgili Eşber (YAĞMURDERELİ) aracılığıyla bana ulaşan Suat ÇELEBİ’nin KENT-16 dergisi bilgilenme talebini ertelemeden yerine getirmeliydim. Zaman ne hızlı geçmiş. Zekai ile birlikte çıkardığımız bu dergiden bu güne, bu yazıyı yazma aralığına tam 50 yıl geçmiş, dile kolay.

 

Ben de bu vesile ile; KENT-16 , heyecanlarım, gençliğim, Zekai, arkadaşlarım, Bursa, şiir sevgim ve daha pek çok şeyle yeniden yüzleştim.

 

 

1965 Aralık ayında, Bursa'da ancak tek sayı yayınlanabilmiş olan dergimiz KENT-16’nın artık bugünkü önemi; o günlerdeki gençlik heyecanıyla çıkartılan bir dergi macerasının ötesinde; ülkemizin önemli ozanlarından olan, Arkadaş Zekai Özger’in kurucusu olması ve aynı zamanda Zekai’nin yayınlanmış ilk şiiri Niye Kapalı Kapılarınız-Bulamıyoruz’a ev sahipliği yapmasıdır.

Mart 2015

Ömer Zafer Göktürk

 

 

 

 

 

 

 

 

 


 

 

|Ana Sayfa| |Arkadaş Z. Özger| |Arkadaş Z. Özger Şiir Ödülü| KENT-16 |

|Mayıs Yayınları| |Sardes Yayınları| |Satış ve Dağıtım Noktaları| |İletişim|

© yenisi